Bismillahi Şerif' in Esrarı


Âdem ve Âlem Kitabından alınmıştır.
Aşağıda, Bismillhi Şerif in esrarı ve şerefli manası anlatılmaktadır. Çok dikkatle okunması rica olunur.



Bismillhirrahmnirrahim

Ey inananlar! 

Görülüyor ki dünyada bir kaç gün dar ve geniş yaşadıktan sonra hiç reyimiz alınmadan, yerlerimiz dünyaya yeni gelenlere terk ettirilerek, bu âlemden Ahirete götürürler.

İşte kudretin cilvesi, yaratılışın hikmeti budur. 

Gelen, gider, doğan ölür. 

Yalnız, bu doğmak ile ölmek arasında hüner: 

Allah'ı bilmek, en büyük Resul'ü tasdik etmek, insanlık hukukunu tanımak, Hüda'nın yaratıklarına şefkatli olup, bu kubbede hoş bir seda, yararlı bir eser bırakıp gitmektir. 

Onun için arifler derler ki; 

-Ey mağrur! Hayata kurulma, sakın gafil dolaşma, ayak bastığın topraklar, ya güzel bir sevgilinin yanağı yahut bir cihan kahramanının göbeğidir. Binaenaleyh yalnız eşini, aşını, işini bilmekle işim oldu bitti zannetme. İnsanlık makamına kadem bas. Ruhunun yolunun manasını Kadir Rabbe götürebilecek iki kanat tedarikine bak. Ki o kanatlara, "iman" ve "amel" kanatları denir. 

Her şeyin hakikatini öğrenmek, huzur ile yaşamak dünya ve Ahirete saadete kavuşmak, hülasa iyi netice almak istersen: Hazır (uyanık ol! Tahir (temiz) ol! Kur'anı Mübin'in bağrına kulağını koy, oradan alacağın cevapla her müşkülünü hallet. 

Her işe Allah'ın ismi ile başla! Allah de! O'nun namı ile al, O'nun namı ile ver, O'nun namı ile yap! Zira kudret kapısı, ilahi esma ile açılır.

Besmeledeki tatlılığı görmeye çalış. Evet, o üç ismin yani Allah, Rahman, Rahim isimlerindeki hoşluğu tat da, Allah'ın rahmetinin, azabını kapladığını anla. 

Onun ismi ile başlayan işin sonu ile On'suz başlanan işin sonunu tetkik et, On'suz başlanan işin sonsuz olduğunu, Mahrumiyetle neticelendiğini gör ve canlı misal istersen tarihe bak, Firavun'un işiyle Hz. Musa'nın işini mukayese et. 

Besmele, her hayrın başıdır. 0 mübarek kelime İslam'ın en büyük nişanı olduğu gibi, bütün varlıklar da hal lisanıyla onun devamlı tekrarlayıcısıdırlar. 

Besmele'deki Rahman isminin tatlılığını tadan kimsenin himmeti karşısında, Ferş'in sırtından Arş'ın zirvesine kadar olan mesafe bir sivrisineğin kanadı kadar gelmez. 

Bu ismin kölelik halkasını kulağına takan, bütün dünya ve Ahireti unutur. 

Bu ismin çeşmesinden bir damla içenler, dünya zenginliğine kıl kadar kıymet vermezler. 

Onların kalbine ikbal burcundan saadet güneşi doğmuştur. O kalb artık artık Kâbe haremi olmuştur. 

Besmele öyle bir isimdir ki, Hz. İbrahim o isimle Nemrut'un narını (ateşini) nura (ışığa) çevirdi. 

Evet, Besmele öyle bir isimdir ki, o isimle Hz. Muhammed'in mucize parmağı ayda göründü. 

Bir asker, devlet namına hareket eder, hiç kimseden korkmaksızın o namla her işi görür. İcabederse bir şehir halkını zorla bir yere sevk edebilir. Belki o halkın içinde ilim, fen, kudret ve zekâ bakımından ondan çok yüksek olanı bulunabilir, fakat hiç kimse ne yapıyorsun diyemez. Çünkü herkes bilir ki o asker kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor, kendini devlete mal etmiş, o hesaba çalışıyor, o kuvvete dayanıyor. Ey dinleyenler! Şimdi dikkat edin! 

Ya insan? 

Ölmez, sönmez, yenilmez ve Rabbani hükümetin, evet, "Allahu La İlahe İllallah" süphani hükümetinin askeri olup da, O nama çalışıp, O isimle hareket ederse acaba neler yapmaz? Bunun için külfet yok, ücret yok, minnet yok, zahmet yok. 0 halde Allah de! 

Şunu iyi bil ki: Kâinatın bütün zerreleri O'nu arıyor ve O'nun ismiyle her şey hareket ediyor. Zerreler, tohumlar o ismin sayesinde kocaman ağacı başında taşıyor. 

Allah'ın ismini anmasa, dallar havada yayılıp meyvesini verebilir mi? 

Sigara kâğıdından daha ince, ipekten daha nazik bir filiz; Allah'ın ismini anmasa, kazmaların parçalayamadığı taşları, sert toprağı parçalayıp meydana çıkabilir mi? Yine Besmele, mübarek hayvanlarda bize gıda olan süt çeşmesini yapıyor, rahman namına, bizlere ikram olunuyor. 

Mademki her şey hal lisanı ile Bismillah diyor. Allah namına nimetlerini getirip bizlere veriyorlar, o halde biz de Allah'ın ismini analım. O'nun namına verelim. O'nun namına alalım. 

Bütün nimetlerin Ahad ve Samed olan Hakk'ın mucizesi, kudreti, hediyesi ve rahmeti olduğunu düşünelim. 

Bir büyüğün, uşağı ile gönderdiği hediye hoşumuza gidince, asıl gönderini göremeyip ona sadece şükrünü bile bırakarak, yalnız uşağının ayağını öpmek suretiyle gaflete kalmayalım. Yalnız zahirdeki nimetleri methedip, onlara muhabbet edip, onun sahibini unutmayalım. 

İşte bütün nimetlerin sahibi, bizden üç şey ister. Dikkat edelim.

  1. Kendini anmak: Bu bismillah ile olur.
  2. Şükretmek: Bu hamd ile olunur. 
  3. Fikir: Bu da kudret mucizesi olan Rahman hediyesini düşünmekle olur.
Hayatta Allahsız yaşamayalım, iman tedarik edelim. Hakk'a kendi isteği ile iman etmeyenler, zorla muhakkak ederler. Akıllı olanlar, gaflet perdesi açılmadan, kudret elden gitmeden diyenlerdir. 

Zira zanneder misiniz ki inanmayanlar Hakk'ı tesbih etmezler? Şu fermana dikkat edin: 

"Hiçbir şey yoktur ki O'na hamd ile tesbih etmesin" (Isra/44)

Cenab-ı Hakk öyle kadir Mutlaktır ki, insanın sayılı nefesine kendi ismini vaz etmiştir. Kendisini tasdik ettirmeden kimseyi bırakmaz. Mademki nefes alıyorsun, veriyorsun. Hakkı tesbih ediyorsun. Gizli terennüm Hakk ismidir. Yani her nefes Hay ile girer, Hü ile çıkar. Yahut da ahmak inatçılık eder, nefes alıp vermezse çatlar.


Münkir, Her gün insanlık takviminin yaprağını koparırken: "Yokluğa gidiyorum, hiç oluyorum" diye titrer.

Mümin ise o yaprağı koparırken: "Terhisim yaklaştı, aslıma kavuşuyorum ebediyete gidiyorum" diye heyecan duyar. 

İslam dini şu dünyayı bir ceset insanı da o cesedin ruhu olarak gösterir.

Yaratılışın hikmet sırrına açılan kapının anahtarının La İlahe İllallah yüceltme sözünün manasındaki feyizde olduğunu ilham ettirir. Cisme hava, ruha "Hû" lazımdır.

İnsan için en büyük hakikat nefes almaktır. Nefes aldığın zaman bir haz içinde bulunduğunun farkında ol! 


Büyük Kudreti gör! Yine Allah de! 

Bizi sayıya gelmeyen nimetleri ile besleyip büyüten şu gökler ve yerin Allah'ı bizden ne istiyor? Muradı nedir? Biraz merak et! 

Meraklar hayretler içinde en açık, en sağlam ve lüzumlu olarak, bize hakikat dersi veren Zati Ecelli ala'ya koşmak lazım gelirken, kulağını tıkama, gözünü perdeleme. Allah'ın şu hitabını iyi dinle, bak ne diyor? 


"Ey henüz ağaran tüyün ak olmasını geri çeviremeyen aciz! Ey gelmede ve gitmede tercih hakkı olmayan Âdemoğlu! İsmin yoktu, resmin yoktu, henüz ad almamıştın, hiç kimse tarafından da tanınmamıştın, yalnız beni ilimimde idin, sana kıymet verdim, yaratıklar içerisinde en şerefli sınıfa soktum, herhangi süfli bir mahlûk olarak yaratmadım. Ahsen-i Takvim (en güzel biçim) sırrına mazhar kıldım. İnsan yaptım, kendime muhattap tuttum, mükerrem kıldım. Bütün bunların neticesinde benden ne fenalık gördün de bana karşı kafanı kaldırıyorsun? Güneşler, yıldızlar, küreler emrime itaat ediyorlar da, sen neyine güvenip de bana hasım oluyorsun? 

Hakk'ı inkârında ne maddeten ne manen bir fayda, tasdikinde de bir zarar olmadığına göre tasdik et.


Hem ilim insanı tasdike götürür, cehalet de inkâra.

  1. Büyük kitabı: Yani Kur'an-ı Mübini ki, Kâinat Kitabı'nın özüdür.
  2. Kitab-ı Natık'ı (Konuşan kitap) : Yani Hz. Muhammed'i

Evet, o kitabın derinliklerine dal, yalnız ölüye okuyup, sözlerini kıraat edip geçme, mezarlık kitabı da sanma hükümlerine uy! 

Yalnız hafızın sesini dinlemekle vakit geçirme. Çünkü o kitap, ruhu manalar teşvik ile insana insanlığı öğretir. En yüksek ahlakı talim eder. Örnek olarak da Hz. Muhammed'i S.A.V. insanlığa takdim eder. Hakk'ın Rahmet 

Sıfatının kulun günahları ile yarış edip, rahmetin geçtiğini ilan eder. Fakir olurum diye korkma, zenginlikten de kaçma! Der. 

Hızlı yağan yağmur insana nasıl uyku verirse, hızla geçen bu ömür de insana öyle gaflet uykusu verir. Fakat sen gafil olma, biraz harekete gel gözünü aç. 


Önce hakikat gözünden perdeyi kaldır, kendini bil, sonra Hakk'ı bilirsin..

Ey İnsanoğlu!

Bütün bu hakikatlerden sonra seni sefahate sevk ederek kalbini öldürmek isteyen, dünyayı sana zühirde bal gibi tatlı gösterip, içindeki katledici zehiri gizleyen, seni inkâr sahasına sokmak için karşına hem sapık, hem saptırıcı olarak biri çıkarsa, çok yorulmadan, fazla konuşmadan ona de ki: 

"Ey hakk'ın varlığına bu kadar delil bu kadar azamet varken, bunların hiçbirinden nasibini almamış kısmetsiz! Davanı ispat için: Evveli ölümü öldür! Sönmeyi dünyadan kaldır! Aciz. Ve fakirliği gider! Bunları yapabiliyorsan gel, konuşalım, çaresi varsa söyle dinleyelim., yoksa sus! Evrenin büyük mescidinde Kur'an okunuyor. Onu dinleyelim. 0 ışık ile aydınlanalım. Hidayet koşalım. Onu dilimizin zikri yapalım. 

Zaman kısa, müddet az, biraz gayret edelim! Hemen Allah diyelim.

Hz. Hacı Ahmet Kayhan

Tasavvufi Sözler

  • Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi, sonunda sana da dikişisiz elbise giydirecekler...

    Hz. Mevlana Celaleddin Rum'i
  • Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer. İçtikçe susarlar, susadıkça içerler...

    Hz. Muhyiddin Arabi
  • Ey ademoğlu; Ey insanoğlu, bizi yaratan Allah`ın emirlerini tutmak mecburiyetindeyiz. Çok nazikâne dikkat edelim.

    Hz. Hacı Ahmet Kayhan Dede
  • Tasavvuf, Hakk'ın, seni senden öldürmesi ve seni kendisiyle diriltmesidir.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?

    Muhammed İkbal
  • Allahım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim.

    Hallac-ı Mansur
  • Aşka delilik diyen insan, hayatın sırrına ebediyen bigane kalsın.

    Muhammed İkbal
  • Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi.

    İmam-ı Azam
  • Bir gün nefsime dedim: gel seninle Rabbime gidelim. gelmedi. Ben de tek başına yürüdüm, gittim.

    Beyazıd-ı Bestâmi
  • Allah' ı bilenler ise, ruhun beynin özü ve hakikatı olan Hak' tan geldiğini müşahade ettiler.

    Ahmed Hulûsi
  • Allah sizin kalıbınıza ve suretinize değil, kalbinizin temizliğine bakar.

    Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Bir insanda görülen ameller ve takvadan başka, bir de onun cevher gibi güzel olan gizli amel ve takvası vardır. Bakış gücü olmayanların nazarları, görünen amellerdir. Halbuki biz onlara bakmıyoruz. Biz insanın içine, içindeki sırra bakıyoruz.

    Şeyh Hariri
  • Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.

    Muhiddin Arabi
  • Bütün maşuktur, aşık perdedir. Diri maşuktur, aşık ölüdür.

    Hz. Mevlâna
  • Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.

    Gazâli
  • Eğer bir müminin kalbini kırarsan Hakk'a eylediğin secde değildir.

    Yunus Emre
  • Ey birader, sen ancak bir düşünceden ve fikirden ibaretsin. Üst tarafın kemik ve A'sab sinir ve adalât (kas) ve elyaftan (insan ve hayvanda adaleleri meydana getiren ince lifler) ibarettir.

    Hz. Mevlana
  • Hakikât yolu, aranmakla bulunmaz. Ama Bulanlar ancak arayanlardır.

    Beyazıd-ı Bestâmi
  • Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah'ı bilen arifin kalbidir.

    Muhyiddin Arabi
  • Hakkın Rahmeti bizim günahlarımızdan büyüktür.

    Muhyiddin Arabi
  • Her kişinin iki resülü vardır. Biri zahir, diğeri batın. Zahir dildir, Batın gönüldür. Dil Muhammed'e, gönül Cebrail'e benzer.

    Hacı Bektaş-ı Veli
  • Her şey maşuktur , aşık bir perdedir. Yaşayan maşuktur , aşık bir ölüdür.

    Hz. Mevlâna
  • İnd-i Sânî'de, bütün mahlûk TEK bir NOKTADIR; Kâinâtın cümlesi bu, NOKTA da bir NÜKTEDİR!

    Ken'ân Rifâî
  • İstesem sırf fatiha suresinin tefsiriyle yetmiş beygiri yüklerim.

    Hz. Ali
  • Kendimi arıyorum, gören varmı?

    Erzurumlu İbrahim Hakkı
  • Kerem, dünyayı ona muhtac olana vermen ve kendisine muhtac olduğun Allah'a yönelmendir.

    Ebu Hafs
  • Kimde sevgi varsa, Allah'ın varlığı ondadır.

    Hz. Mevlâna
  • Kimi aşık görürsen, onu maşuk bil. Zira o aşka nisbetle hem aşıktır, hem de maşuktur.

    Hz. Mevlâna
  • Kur'an insanlara pek çok şeyi sembollerle anlatırken; tasavvuf ise baştan sona, serâpa sembol ve mecazdır.

    Ahmed Hulûsi
  • Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.

    Muhiddin Arabi
  • Musibetin sevabına talip olmaklığın, musibeti çekmekte iken de varsa, zahidsin.

    Hz.Muhammed (s.a.v)
  • Nazar ve nefes az kaldı kaderi geçecekti. Nefes ve nazardan Allah'a sığının.

    Hz.Muhammed (s.a.v)
  • Nokta, tüm çizgilerin esasıdır.

    Hallac-ı Mansur
  • Okunacak en büyük kitap insandır.

    Haci Bektasi Veli
  • Ölüm, yaradılmışın Yaradan'a kavuşmasıdır,Şeb-i arus'dur.

    Hz. Mevlâna
  • Sevgin yoksa, dost arama.

    Şeyh Sâdi
  • Algılanan varlığın, Hakkın vücudu olduğunu müşahade, vahdet-i vücud'dur.

    Ahmed Hulûsi
  • Tasavvuf zamanı en uygun bir şekilde değerlendirmekten ibarettir.

    Ebu Siad-i Ebu'l Hayr
  • Tasavvuf, Allah ile olan muamelenin saflığıdır. Bunun aslı da dünyadan yüz çevirmedir.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Tasavvuf, bila-alaka (hiçbir bağ olmadan) tamamiyle Allah ile olmandır.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Vücudun, ilmi ilahide, ilimden ibaret olduğunu müşahade, vahdet-i şuhud'dur.

    Ahmed Hulusi

Hakkı Dedemizin Bütün Derslerine ulaşmak için tıklayınız...

Misafirhanemiz

Dervish Guest House

Site Kullanım Sayacı