Hz. Hacı Ahmet Kayhan' ın Hayatı


SEVGİLİ ÖĞRETMENİMİZ HACI AHMET KAYHAN EFENDİ 

Allah'ı, İslamı, Resulü Ekrem (S.A.V.)i anlatan ve bizlere insan olmanın yollarını öğreten, gösteren ve olmamıza yardımcı olan, Allah'ın ve Resülullah (S.A.V.)'in aşığı, örnek bir İnsan, İnsan-ı Kamil. 

BENİ ANLAMAK İÇİN BEN OLMAK LAZIMDIR " sözü gereğince, dile gelemeyecek bir güzelliğin anlatımının ne kadar zor olduğu, takdirlerinize bırakılır. 

Allah'ın kalemimize nasip ettiği ölçüde, Onda görebildiğimiz güzellikleri sizlerle paylaşalım. 

Anne tarafından Yahya (AS.) soyuna dayanan, Tahir (temiz) bir soydan gelmektedirler. Resulü Ekrem (SAV.) Efendimizin soyundan olup Seyyiddirler. 

Hacı Ahmet Kayhan Efendi, Malatya'nın Pötürge kazasının Aktarlar Köyünde 1905 yılında dünyaya teşrif etmişlerdir. 

Baba adı Ali, Anne adı Gülsüm, İkisi kız, üçü oğlan beş çocuk babasıdır. Muhterem zevceleri Hacer hanımefendidir. 

Kendileri 1930 yılından beri Ankara'da ikamet etmişlerdir. 3 Ağustos 1998 tarihinde Hakk'a yürümüşlerdir. 


Zahiri makamı, Ankara Kayaş Kızılcaköy'de ismi ile yapılmış camidedir.

Yaşamının yüzyıllık bir bölümünü Allah'ı, İslamı, Resulü Ekrem (S.A.V.)'i tanıtmak ve sevdirmek için geçiren sevgili Öğretmenimiz gençlik yıllarında Pötürge yöresinde yaşayan Allah Dostu Hacı Ahmet Kaya (K.S.) Efendimizin eğitiminden geçerek Allah'ın ihsanı ile Ariflik derecesine ulaşmışlardır. 


Onu zahiren de olsa tanıyan her insan, ilminden ve irfanından kendi idrakine göre nasiplenmiştir. O olgun İnsan sizi kendisine çeker, duymadığınız güzel sözler, görmediğiniz latif davranışlar karşısında şaşkınlaşır ve huzurdan çıktığınız an, nerede olduğunuzu düşünmeye başlarsınız. 


Bizim gibi yolunu şaşırmışlara şefkat kucaklarını açarak, Allah ve Resulü Ekrem'in nurlu yolunun müstesna Kılavuzu, Öğretmeni, Eğiticisi olmuştur.

Eğer Ayet, Eğer Hadis Hepsi Bir Ağızdan Çıkmıştır.

Bir Söz Yorgun veya meşgul olduğunuz zaman Tesbih Namazı'nı iki rek'at kılınız. 

Bir Ayet 31. Biz, cehennem yaranını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. (Müddessir Suresi) 


Bir Hadis Ebu Said İbnu Malik İbni Sinan el-Hudri (Allah Ondan Razı Olsun) hazretleri demiştir ki: "Hz. Peygamber (Allah'ın Selamı Üzerine Olsun) şöyle buyurdular: "Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır." Ebu Said der ki: "Kim (bu ihbarın ifade ettiği hakikatten) şüpheye düşerse şu ayeti okusun: "Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz..." (Nisa, 40). 


EZELİ VE EBEDİ OLANIN HAYATI, KÂİNATIN SAHİFELERİNE SIĞMAZ Kİ; KALEMİN, KELAMIN, KİTAPLARIN SÖZ VE SAHİFELERİNE SIĞSIN! ÇÜNKÜ 0, BÜTÜN YARATILMIŞ OLANLARA HAY VE HAYAT OLAN EZELİ VE EBEDİ GÜNEŞİN SIRRIDIR! 



Onda ki ilim, irfan ve ışığın kaynağını idrak edebilmek için şu Hadis-i Şeriflere göz atalım. 

Resulü Ekrem Efendimizin mübarek dilinden süzülen Hadis-i Şerifler: 

"YERLERİME, GÖKLERİME SIĞMADIM, MÜMİN KULLARIMIN KALPLERİNE SIĞDIM." 

"MÜMİN MÜMİNİN AYNASIDIR." 

"MÜMİNİN FERASETİNDEN ÇEKİNİNİZ. ZİRA ONLAR ALLAHÜ TEALANIN NURU İLE GÖRÜRLER." 


Hadisi Şeriflerde geçen mümin sözcüğü üzerinde aklıselim ve kalbi selim ile duralım inşallah. 

Arz üzerinde daim mümin kul var mıdır? Hamd-ü senalar olsun daim vardır. Olmasa halimiz ne olur? Kim diye merak edersek, onu da biz bulmaya talip olalım inşallah. 


Allah'ın ihsanı ile o Sevgiliden gelen bir rahmet damlası, tüm öğrencilerinin gönlünü yumuşatır. Toprağa düşen yağmur damlası gibi o damla tohum ve çekirdeğin canlanmasına, filizlenip meyveli ağaçlar, çiçek, bal, olmasına, lezzetler, kokular saçmasına vesile olur. Bir de toprak kabiliyetli ise...


Sevgili Öğretmenimiz 1960 yıllarında Kur'an'ın derinliklerinden Kendinden Kendine seslenerek manasından gelen bir doğuşla Kendi gerçeğini şöyle tanımlamışlardır: 


"NE BEKTAŞİYİM, 
NE HANEFİYİM, 
NE ŞAFİİYİM, 
NE MALİKİYİM,
ON İKİ İMAMIN YOLUNDANIM, 
MUHAMMED ALİ ' NİN SEVGİLİSİYİM, 
ALİ ABANIN ÖRTÜSÜYÜM, 
ON DÖRT MASUMUN MATEMİYİM, 
İMAM HASAN, 
İMAM HÜSEYİN AŞKI İLE 
EHLİ BEYTİN AŞIKIYIM." 


Sevgili Öğretmenimiz Resulü Ekrem (S.A.V.)'i canı gönülden sevenlere çok düşkündürler. Tüm kusur ve ayıplarımızı örter, affeder ve bizleri aynı sevgi ile sanki günahsızmışız gibi kucaklar, severlerdi. 


İslam'ın güzelliklerini gösterip, tattırıp yaşatmak için yardımcı olmaya çalışmıştır. Tüm insanlara ve insanlığa hizmet için yaratılanlara muhabbetle bakar, ilgilenir ve onlara teşekkür ederlerdi. 


Kendilerini tüm dünyaya seslenirken şöyle ifade etmişlerdir: 

"MADDİ VE MANEVİ İNSANLIGI SON KARINCASINA KADAR BÜTÜN HAYVANLARIYLA EN KÜÇÜK ÇİÇEĞİNE KADAR BÜTÜN BİTKİLERİYLE DÜNYAYI ULVİ BİR VİCDAN HİSSİYLE SEVEN AKLISELİM SAHİBİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI HACI AHMET KAYHAN" 


O bizlere öğretir, gösterir ve güzel olmayan alışkanlık, adetlerimizi önce görmemizi Sağlar sonra yerine doğruyu, güzeli, iyiyi yapmaya sevk eder. Bizi doğru yola koyar. Tüm insanları bıkmadan, usanmadan, sevgiyle Allah'a davet eder. Allah'ın rahmetini ve birliğini bildirmekten insanlık yollarını açmaktan- ahiretin değerini, ebediliğini bildirip, dünyanın değişken, sonlu olduğunu anlatmaktan bir an bile geri durmazlardı.


O Sevgili, 

Ulu dergâhın kapısından giren her kulun, mana hazinesinden birer mana olmaları ve öğretici, uyarıcı işaretler taşımaları itibarıyla, cümlesinin değerli olduklarını şöylece ifade buyururlardı:


"BİLSELER BU KAPIDAN GİREN HERKES BENiM EFENDİM" derlerdi. 

Konuşmalarıyla kalplere huzur verirlerdi. 

O bir cömertlik örneği idi. Kimseyi maddi manevi ikramsız göndermezdi, Onun kovanı yağmalanmış idi. 

O yaşamında, tevazuunun örneği idi. Z görünüş itibarıyla gayet sade idi. 

O hepimizin sanki arkadaşı, ağabeyi, babası, dedesi idi. 

Onun dostluğunu özlememek mümkün değildir. 

Yaşam itibarıyla gayet mütevazı idi. O hanenin kapısı her zaman açık nasibi olanlar girebildiğince girmişlerdir. Zevceleri Hacer annemiz ve evlatları daima girenleri hoş latif bir eda ile karşılamışlardır. 


Otururlar iken iki dizi d bitişik ve elleri meşgul değilse daima iki dizinin üstündeydi. Bir başka durumda görmedik. 

Dudaklarından dökülen sözcükler sinemizde yankılanır celali de olsa, cemalide olsa hoşlanırdınız. 

Onun ahlakı nedir diye sorsak cevap Hz. Ayşe annemizden gelir: "SİZ HİÇ KUR'AN OKUMUYORSUNUZ" 


Sevgili Öğretmenimiz dünyaya şöyle seslenmişlerdir: 

TEK BİR VARLIK OLARAK İNSANLIĞIMIZIN ÇOKTAN YİTİRDİĞİMİZ ÖZÜNÜ YENİDEN YAŞATALIM. İLAHİ BUYRUK VE RIZADAN AYRILMAYARAK! ALACAĞIMIZ RAHMET VE GÜÇLE, ATEŞE KARŞI SU ÜRETELİM. İNSAN AKLINI VE KALBİNİ HÜKMÜ ALTINA ALMIŞ OLAN NEFSANÎ VE ŞEYTANİ DÜRTÜLERDEN ARINALIM. 


DÜNYAMIZI YOK ETMEĞE DEĞİL, ONU İNSANCA, AKLISELİMLE, SAVAŞLA DEĞİL BARIŞLA, SEVGİNİN, İLMİN VE TEKNİĞİN ZİRVESİNDEN İMAR ETMEYE ÇALIŞALIM. İNSAN BAŞTA OLMAK ÜZERE, İNSANA YARDIMCI OLAN BİTKİ VE HAYVAN ÂLEMLERİ İLE BİRLİKTE, BÜTÜN DÜNYAYA KARŞI BİRAZ MERHAMET DUYALIM.


KARARI DÜNYA LİDERLERİNE VE BÜTÜN İNSANLIĞA BIRAKIYORUZ. 

BU DÜNYAYI YARATANIMIZ OLAN ALLAH'TAN BİR HEDİYE OLARAK ALMIŞ BULUNUYORUZ. YERKÜRE BİZE BİR ARMAĞANDIR. AKLISELİM VE VİCDAN İLE ÇALIŞARAK DAHA DA GÜZELLİŞTİRELİM. GELECEK NESİLLER İÇİN DAHA DA VERİMLİ HALE GETIRELİM." 


Sevgili Öğretmenimiz bizlere neler buyurdular: 

"GİTTİĞİNİZ YERE BARIŞ GÖTURUN. BU YOL BERABERLİK YOLUDUR, BU YOL HAK 

YOLUDUR, DÖNMEYİN, YÜRÜYÜN, KOŞUN, KÜSMEYİN, DARILMAYIN, SARILIN, KUCAKLAŞIN, 

KARDEŞLİĞİ İYİ ANLAYIN, KARDEŞLİĞİ BOZACAK DAVRANIŞLARDAN SAKININ, YOLUMUZ 

SEVGİ YOLU, AKIL YOLU, İLİM İRFAN YOLUDUR. MAKAM MEVKİİ İÇİN GERÇEKLERE SIRT 

ÇEVİRMEYİN, SİYASETİ KUTSAL BIR İBARET KABUL EDEREK, ÇAĞIMIZIN GERÇEKLERI 

IŞIĞINDA HAREKET EDEREK, AKİLLA, AHLAKLA SEVGİ, SAYGI, EDEPLE, HİZMETLE, İLİM, 

İRFAN İLE GÜZEL SÖZLE, SAMİMİYETLE RİYAYA DALMADAN, DİN, MİLLET, DEVLET, VATAN 

VE İNSANLIK İÇİN HAYRİ, DOĞRUYU, İYİYİ, GÜZELİ HEP BİRLİKTE ARAYALIM. 

İNANCINA EDEBİNLE, 

EŞİNE HÜRMETİN, SAYGINLA, 

İŞİNE SABIR VE SADAKATİNLE 

İYİ SARIL VE MÜMKÜN MERTEBE AYNI AYARDA TUTMAYA ÇALIŞ. 

BİRİSİ BIRISİNDEN EKSİK OLURSA, O ZAMAN CENNETİN CEHENNEM OLUR. 

YAĞMUR GİBİ HİÇ BİR ŞEYİ AYIRT ETMEDEN HER YERE CANLILIK VERİN. 

GÜNEŞ GİBİ İŞIĞINIZLA HER YERİ AYDINLATIN. 

TOPRAK GİBİ NİMETLERİ HERKESE VERİN. 

BİR ŞEY OLACAKSANIZ EĞER, 

ALAN DEĞİL VERENLERDEN, 

AFFEDİCİ OLDUĞU İÇİN AFFEDİLENLERDEN, 

HAKK İÇİN DOĞUP, 

HAKK İÇİN YAŞAYIP, 

HAKK İLE EBEDİ DİRİ OLANLARDAN OL!" 


Sevgili Öğretmenimiz Hacı Ahmet Kayhan Efendimizin dört büyük kitabı ve yüz civarında küçük kitapçık ve tebliğleri Hakk'a yürümelerinden önce yayımlanmıştır. 


DÖRT KİTABI:

  1. ÂDEM VE ÂLEM
  2. RUH VE BEDEN
  3. ARADIĞIMI BULDUM
  4. İRFAN OKULUNDA OKU

Eserlerinden faydalanmak dileyen kardeşlerimiz Ankara Kayaş Kızılcaköyünde Hacı Ahmet Kayhan Birlik Camiini ziyaret ederek bilgi alabilirler. 

YÜCE ALLAH'IMİZ SİZLERE, KURANIN, SEVGİLİ EFENDİMİZ RESÜLÜ EKREM (S.A.V.)İN VE SEVGİLİ ÖĞRETMENİMİZ HACI AHMET KAYHAN EFENDİMİZİN YOLUNDAN GİTMEYİ VE BİZLERE ONLARLA HAŞROLMAYI NASİB-İ MÜYESSER EYLER İNŞALLAH".. 


SALÂT-I SELAMLAR OLSUN. 

YÜCE ALLAHIMA DAİM ŞÜKÜRLER OLSUN. 


DUA AHLAKTIR..

Yarrabbim,
Lütfetki, gittiğimiz her yere barış götürebilelim.
Bölücü değil, bağdaştırıcı, birleştirici olalım.
Nefret olan yere sevgi,
Yaralanma olan yere affedicilik,
Kuşku olan yere inanç,
Ümitsizlik olan yere ümit,karanlık olan yere aydınlık

VE

Üzüntü olan yere sevinç saçıcı olmayı
Bize lütfet ya Rabbi...
Kusurları gören değil, kusurları örtenlerden,
Teselli arayanlardan değil, teselli verenlerden,
Anlayış bekleyenlerden değil, anlayış gösterenlerden,
Yalnız sevilmeyi isteyenlerden değil, sevenlerden olmamıza yardım et.

YAĞMUR GİBİ;

Hiç birşey ayırd etmeyip,
Aktığı her yere canlılık bahşedenlerden,

GÜNEŞ GİBİ;

Hiç birşey ayırd etmeyip,
Işığıyla tüm varlıkları aydınlatanlardan,

TOPRAK GİBİ;

Herşey üstüne bastığı halde,
hiç bir şeyini esirgemeyip,
nimetlerini herkese verenlerden olmayı,
BİZE LÜTFET...

Alan ellerin değil, veren ellerin,
Affedici olduğu için affedilenlerin,
Hak ile doğan, hak ile yaşayan, hak ile ölenlerin

VE

SONSUZ HAYATTA YENİDEN DOĞANLARIN SAFINA KATILMAYI BİZLERE NASİP EYLE YARABBİM.


AMİNNNNNNNN

Tasavvufi Sözler

  • Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi, sonunda sana da dikişisiz elbise giydirecekler...

    Hz. Mevlana Celaleddin Rum'i
  • Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer. İçtikçe susarlar, susadıkça içerler...

    Hz. Muhyiddin Arabi
  • Ey ademoğlu; Ey insanoğlu, bizi yaratan Allah`ın emirlerini tutmak mecburiyetindeyiz. Çok nazikâne dikkat edelim.

    Hz. Hacı Ahmet Kayhan Dede
  • Tasavvuf, Hakk'ın, seni senden öldürmesi ve seni kendisiyle diriltmesidir.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?

    Muhammed İkbal
  • Allahım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim.

    Hallac-ı Mansur
  • Aşka delilik diyen insan, hayatın sırrına ebediyen bigane kalsın.

    Muhammed İkbal
  • Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi.

    İmam-ı Azam
  • Bir gün nefsime dedim: gel seninle Rabbime gidelim. gelmedi. Ben de tek başına yürüdüm, gittim.

    Beyazıd-ı Bestâmi
  • Allah' ı bilenler ise, ruhun beynin özü ve hakikatı olan Hak' tan geldiğini müşahade ettiler.

    Ahmed Hulûsi
  • Allah sizin kalıbınıza ve suretinize değil, kalbinizin temizliğine bakar.

    Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Bir insanda görülen ameller ve takvadan başka, bir de onun cevher gibi güzel olan gizli amel ve takvası vardır. Bakış gücü olmayanların nazarları, görünen amellerdir. Halbuki biz onlara bakmıyoruz. Biz insanın içine, içindeki sırra bakıyoruz.

    Şeyh Hariri
  • Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.

    Muhiddin Arabi
  • Bütün maşuktur, aşık perdedir. Diri maşuktur, aşık ölüdür.

    Hz. Mevlâna
  • Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.

    Gazâli
  • Eğer bir müminin kalbini kırarsan Hakk'a eylediğin secde değildir.

    Yunus Emre
  • Ey birader, sen ancak bir düşünceden ve fikirden ibaretsin. Üst tarafın kemik ve A'sab sinir ve adalât (kas) ve elyaftan (insan ve hayvanda adaleleri meydana getiren ince lifler) ibarettir.

    Hz. Mevlana
  • Hakikât yolu, aranmakla bulunmaz. Ama Bulanlar ancak arayanlardır.

    Beyazıd-ı Bestâmi
  • Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah'ı bilen arifin kalbidir.

    Muhyiddin Arabi
  • Hakkın Rahmeti bizim günahlarımızdan büyüktür.

    Muhyiddin Arabi
  • Her kişinin iki resülü vardır. Biri zahir, diğeri batın. Zahir dildir, Batın gönüldür. Dil Muhammed'e, gönül Cebrail'e benzer.

    Hacı Bektaş-ı Veli
  • Her şey maşuktur , aşık bir perdedir. Yaşayan maşuktur , aşık bir ölüdür.

    Hz. Mevlâna
  • İnd-i Sânî'de, bütün mahlûk TEK bir NOKTADIR; Kâinâtın cümlesi bu, NOKTA da bir NÜKTEDİR!

    Ken'ân Rifâî
  • İstesem sırf fatiha suresinin tefsiriyle yetmiş beygiri yüklerim.

    Hz. Ali
  • Kendimi arıyorum, gören varmı?

    Erzurumlu İbrahim Hakkı
  • Kerem, dünyayı ona muhtac olana vermen ve kendisine muhtac olduğun Allah'a yönelmendir.

    Ebu Hafs
  • Kimde sevgi varsa, Allah'ın varlığı ondadır.

    Hz. Mevlâna
  • Kimi aşık görürsen, onu maşuk bil. Zira o aşka nisbetle hem aşıktır, hem de maşuktur.

    Hz. Mevlâna
  • Kur'an insanlara pek çok şeyi sembollerle anlatırken; tasavvuf ise baştan sona, serâpa sembol ve mecazdır.

    Ahmed Hulûsi
  • Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.

    Muhiddin Arabi
  • Musibetin sevabına talip olmaklığın, musibeti çekmekte iken de varsa, zahidsin.

    Hz.Muhammed (s.a.v)
  • Nazar ve nefes az kaldı kaderi geçecekti. Nefes ve nazardan Allah'a sığının.

    Hz.Muhammed (s.a.v)
  • Nokta, tüm çizgilerin esasıdır.

    Hallac-ı Mansur
  • Okunacak en büyük kitap insandır.

    Haci Bektasi Veli
  • Ölüm, yaradılmışın Yaradan'a kavuşmasıdır,Şeb-i arus'dur.

    Hz. Mevlâna
  • Sevgin yoksa, dost arama.

    Şeyh Sâdi
  • Algılanan varlığın, Hakkın vücudu olduğunu müşahade, vahdet-i vücud'dur.

    Ahmed Hulûsi
  • Tasavvuf zamanı en uygun bir şekilde değerlendirmekten ibarettir.

    Ebu Siad-i Ebu'l Hayr
  • Tasavvuf, Allah ile olan muamelenin saflığıdır. Bunun aslı da dünyadan yüz çevirmedir.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Tasavvuf, bila-alaka (hiçbir bağ olmadan) tamamiyle Allah ile olmandır.

    Cüneyd-i Bağdadi
  • Vücudun, ilmi ilahide, ilimden ibaret olduğunu müşahade, vahdet-i şuhud'dur.

    Ahmed Hulusi

Hakkı Dedemizin Bütün Derslerine ulaşmak için tıklayınız...

Misafirhanemiz

Dervish Guest House

Site Kullanım Sayacı